Dumlupınar Mahallesi Dumlupınar 2. Cadde No:6 Karaköse İşhanı K:1 D:16 Merkez / Afyonkarahisar

yargıtay kararı

T.C. İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 44. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I

DOSYA NO : 2021/566 Esas

KARAR NO: 2021/538

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 26/12/2019

NUMARASI : 2015/149 E. – 2019/359 K.

DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)

İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2021

Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; Müvekkili firmanın 1956 yılından beri Türkiye’de faaliyet gösterdiğini, müvekkiline ait … gibi tanınmış markaların geniş bir tüketici kitlesi tarafından bilindiğini, dava konusu markaların yüksek reklam gideri ve yoğun çalışma ile tanınmış marka haline getirildiğini, davalının “…” markalı sıvı çamaşır deterjanı ambalajlarının davacıya ait 67889 numaralı “…” ve 2009 54097 numaralı “… “, 2010 39634 numaralı “…” markalı sıvı deterjan ambalajları üzerinde yer verilen sembol ve ifadelere ayniyet derecesinde yer verildiğini, davalının tüketiciyi yanıltma amacıyla hareket ettiğini, bu şekilde davacının marka haklarına tecavüz edildiğini, haksız rekabette bulunulduğunu, Bakırköy 1. FSHHM’nin 2015/59 D.İş sayılı dosyası ile tepit yapıldığını belirterek, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, refine ve tekrarının meni ile davacının marka hakkına tecavüz teşkil eden her türlü ürün ve malzemelere el konulmasına, karar kesinleştikten sonra imhasına, karar kesinleştiğinde hükmün ilanına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; Davanın yetkili mahkemede açılmadığını, zira yetkili mahkemenin Bakırköy Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkiline ait ürünlerle davacı ürünlerinin iltibasa neden olamayacağını, müvekkiline ait ürünlerin ambalaj kutusunun fiziki özelliği dışında, davacının ürünleriyle hiçbir yakınlığının bulunmadığını, ancak bu durumun da ambalaj üreticilerinin maliyeti düşürmek adına tek tip veya birkaç şekilden ibaret ambalaj üretmelerinden kaynaklandığını, dava konusu markaların kullanıldıkları sınıf ve ibare açısından karıştırılma ihtimalini ihtiva etmediğini, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Dava; davacıya ait … ve … markalı ürünlere ait ambalajların ve markaların iltibas oluşturacak şekilde kullanılması nedeniyle meydana geldiği iddia edilen marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve men’i ile maddi tazminata ilişkindir. Davacı vekili 20.02.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını tamamen ıslah ettiğini belirterek; alınan bilirkişi raporu ile davalının seçim özgürlüğü olduğu ve teknik zorunluluk bulunmadığı halde davacının kullanmış olduğu şişenin şekliyle ayırt edilemeyecek derecede benzer şişe seçimi yaptığı, sıvı aktarımını sağlayan dava konusu bu tür ürünlerde ayırt ediciliği sağlayan unsurların kapak tasarımı ile etiketin geometrik dizaynı ve gövde tasarımı olduğu, davalının kullanmış olduğu bu unsurların tamamının davacı kullanımına ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunun tespit edildiğini, bu durumun haksız rekabet teşkil ettiği, buna bağlı olarak davacının iltibas teşkil eden kullanımı nedeniyle oluşan zarara ilişkin mali hesaplamada 556 sayılı KHK’nin 66/1 maddesinin uygulanamayacağının, TTK’nun 54 ve 55. Maddelerinin uygulanacağının belirtildiğini, bu nedenle dava sebebi ve dava değeri yönünden davanın tamamen ıslahı ile, haksız rekabete dayalı olarak maddi tazminat talebinde bulunulması ve 1.000,00 TL olan dava değerinin 5.000,00 TL’ye yükseltilmesi gerektiğini belirterek, davacının … markalı çamaşır deterjanı ürünü ile benzer ambalaj ve sunumdan dolayı iltibas yaratan davalı tarafa ait dava konusu … markalı sıvı çamaşır deterjanı ürünlerinden dolayı, davalının eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, haksız rekabetin önlenmesi ve ref’i ile birlikte tekrarının men’i, dava konusu çamaşır deterjanı ürünlerinin ve ambalajlarının toplatılması ve masrafının davalıdan alınarak imhası, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nun 176. maddesine göre; taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini, kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Islahın, bir tarafın tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile yapılması mümkün olup, karşı tarafın veya mahkemenin kabulüne bağlı değildir. Davanın tamamen ıslahı durumunda, yeni bir dava açılmamış sayılacak, tamamen ıslah edilen dava ilk açılan davanın devamı niteliğinde olduğundan, davanın ilk açıldığı 06/08/2015 tarihinde açılmış sayılacaktır. Dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında KHK’nin 1. maddesinde yalnızca tescilli tasarımların bu KHK uyarınca korunacağının belirtildiği, bu durumda tescilsiz tasarımlara tecavüz edilmesi halinde eylemin TTK’da düzenlenen haksız rekabet hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği, davacı tarafça marka haklarına tecavüz hukuki nedenine dayanılarak açılan davanın tamamen ıslah edilerek davacıya ait ürünlerin tescilsiz ambalaj tasarımlarının davalı tarafça ürünleri üzerinde aynen kullanılması iddiasına dayanılarak haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve haksız rekabet nedeniyle tazminat talep edildiği, TTK’nun 4/1-a maddesi uyarınca TTK’da öngörülen hususlardan doğan davalara bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu, bu nedenle Mahkememizin bu davayla ilgili görevsiz olduğu anlaşılmıştır.Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş bulunup, görev konusu kamu düzenine ilişkindir ve yargılamanın her aşamasında re’sen göz önüne alınmalıdır. HMK’nun 114/1-c maddesinde davanın görevli mahkemede açılmış olması dava şartı olarak sayılmış olup, davanın mahkememizin görev alanı içinde olmaması ve görevli mahkemede açılmaması nedeniyle dava şartının bulunmadığı, davaya bakmakla görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;-davanın marka hakkına dayalı tecavüzden kaynaklanması sonucu görevli mahkemenin fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi olduğu sabit olduğu gibi davacı müvekkil’in taraf olduğu bire bir aynı gerekçe ve talepli uyuşmazlıkta Yargıtay 11. Hukuk Dairesince görevli mahkeme Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olarak gösterilmiş olmakla mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, Davacının “…” markasının tescilli olduğunu ve… şirketine ait olduğunu, davacının “… markalı” ürünü ile davalıya ait “… markalı” ürünün ambalaj bakımından ayniyet derecesinde benzer olduğunu ve bu benzerliğin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile haksız rekabet ve tecavüzün önlenmesi ve uğranılan zararın tazmininin talep edildiği gözetildiğinde davacı Müvekkil’in bizzat kendi emsal davasında verilen Yargıtay kararı gereğince görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunu, Yargıtay tarafından huzurdaki dava ile bire bir şekilde aynı iddia ve talepli davada Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin verdiği davalının eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğine, davalının bu tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi, ref’i ve tekrarının men’i ile ürünlerin imhasına ve davacının uğradığı maddi zararın tahsiline ilişkin kararı onamış ve kesinleşmiş olduğunu, İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2013/25 E. 2014/76 K. sayılı ve 08.04.2014 tarihli kararı ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/10550 E. ve 2014/19482 K. sayılı ve 11.12.2014 tarihli onama kararı dilekçe ekinde sunulduğunu, bu nedenle istinaf taleplerinin kabulü ile mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Somut olayda Mahkemece, davada marka hakkının korunması veya markaya tecavüzle ilgili bir talep bulunmadığından, uyuşmazlığın fikri mülkiyet veya sınai mülkiyet hakkıyla ilgisi bulunmadığından, ticaret mahkemesine görevsizlik verilmiş ise de, davacının Markasının tescilli olduğu ve davacının Marka hakkına dayanarak davasını açtığı, her ne kadar ıslah ile tecavüzden doğan haklar istenmiş ise de, tecavüzün oluşup oluşmadığının tespitinin yapılması gerektiği buna göre de öncelikle davalının davacının marka hakkına ilişkin tecavüzün olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Markaya tecavüzün tespitinin yapılması Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin görev alanına girdiği, haksız rekabetten doğan iddialar ile marka tecavüzüne ilişkin iddiaların birlikte görülmesinin gerekmesi halinde de daha özel görevli Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesi’nin her iki davaya da bakmakla yükümlü bulunduğu, Davacı tarafın taleplerinden birinin ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği dikkate alındığında, 551 Sayılı KHK’nın 146. maddesinin 1. fıkrası gereğince davanın Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2018/11-546 Esas ve 2018/1330 Karar, Yargıtay 11. H.D’nin 2014/3511-6600 Esas ve Karar, Yargıtay 11. H.D.’nin 2012/19078- 2013/1600 Esas ve Karar sayılı ilamları). Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri bir ihtisas mahkemesi olup, özel bilgi ve uzmanlık gerektiren belirli uyuşmazlıkların çözümü için kurulmuş özel mahkemeler olduğundan, genel mahkeme olan Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına giren işlere de bakabileceğinden, davacı tarafın istinaf talebinin kabulü ile İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26/12/2019 gün ve 2015/149 Esas, 2019/359 Karar sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 20/05/2021

Benzer gönderiler

bir yorum bırakın